21 Mart 2017 Salı

Senin için ben: 
Ayağına bağladığı taşla, derin sulara atlayıp ölümü çağıran bir aşık gibi küsebilirim hayatıma...
Bulutların üstünden bir uçak pervanesine çarpan zavallı bir kuş gibi paramparça olup darmadağın düşebilirim dünyana...
Senin için ben: 
Yağmurlara korkusuzca kafa tutup, küfürler savurur, sonra göğsüme çarpmalarını gözlerimi usulca kısarak seyredip, altında kurumuş bir ağaç gibi durup bütün yağmurları damla damla içebilirim...
Senin için ben: 
Güneşe bakan buz gibi erir,
vahşi bir atın toynakları altında debelenirim...
senin için ben:
Ruhumu köle ettiğim her anımı defalarca hafızama mıhlayarak, sokaklara düşmüş bir meczup gibi avare avare dolaşıp, her kırdığında beni, gözlerine yine gülen gözlerle bakabilirim...
 Ersan Şenonar